ANA Maksim Gorki

bu hafta çok yoğundu blogumda yazamadım içimdekileri dökemedim. biriktim taştım valla..
aslında şu anda içimde birikenleri anlatmaya takatim yok. ama biricik arkadaşım curly beni mimlemiş. Mim konusu bu sefer çok ilginç ve çok güzel.

Sevgili curly ' im mimlediği konu çok farklı ve çok hoşuma gitti. En yakınımdaki bir kitabı alıp 160.Sayfasından 5. satırını yazmamı istemiş. Neden 160. sayfa neden 5.satır onu anlamadım ama ? :) neyse..
Aslında ben Paulo Coelho'nun Piedra Irmağının kıyısında oturdum ağladım kitabından yazmak isterdim ama yiğenime okuması için verdim ve yanımda yok. Şu sıralarda tekrar okuduğum ve aslında ilk okuduğumda ( lisedeydim aklım 5 karış havada tabi :) ) ne anlatmak istediğini, ne dedğini tam anlamadığımı fark ettiğim bir kitaptan yazacağım. Maksim Gorki - Ana
Ama özür dileyerek 160. sayfayı yazmayacağım çünkü böyle yaparsam yazdıklarım anlaşılmaz olacaktır. Oysa Ana çok şey anlatıyor, anlayabilene.. o yüzden ben bir kaç satır yazacağım fikrinizin oluşabilmesi ve merak etmeniz okumanız için.. anlamanız ve anlatmanız için..
ANA
" İşçi mahallesinde sıradan bir gün daha başlıyordu. Fabrikanın düdüğü her sabah olduğu gibi yine mahallenin dumanlı havasını keskin bir çığlıkla yaladı. Kasları ritmini bulamamış, gözlerinden uyku akan yüzler, küçük karanlık evlerden sokağa yayılmaya başladılar.........
***** ****** *******
Dilinin ucuna gelmişti, az kalsın:
-Yavrum! Sen tek başına ne yapabilirsin? Seni ezerler,mahfolursun sonra diyecekti. Vazgeçti.. Karşına oturup sözleriyle ve tavırlarıyla kendini büyüleyen delikanlı için, kalbinden yükselen övgü haykırışının kesilmesinden korkuyordu.
Pavel annesinin dudaklarında beliren gülümseyişi farketmişti.Kendini dikkatle dinlemesi ve gözlerinde artan sevgi ateşi onu sevindirmişti...........
***** ****** *******
"Ey insanlar birleşiniz! Hep bir yere geliniz, hep bir aile kurunuz,yaşamanın anası kin ve düşmanlık değil, sevgi ve dostluktur!" İşte kardeşler, ben bu çanın sesini şimdiden işitiyorum.
Pavel, bağırdı :
- Ben de !
Ana, dudaklarının titremesini tutmak için bütün gücü ile ısırdı gözyaşlarını durdurmak için gözlerini kapadı.
***** ****** *******
Genç adam biraz yorgun, durgun şevkatli bakışlarını anasına dikmişti.Ara sıra ona gülümsüyor,başını sallıyordu. Ananın kalbini okşayan bir gülümseyiş sanki :
-Yakında serbest olacağım , demek istiyordu
***** ****** *******
"Sibirya sürgününe mahkum olmuşlardır "
***** ****** *******
-Oğlumu beraber olanları ne için mahkum ettiler biliyor musunuz ? İşte bunu size anlatacağım!Ana kalbine güveniniz. Size hakkı, doğruluğu getirecek olan birçok kişi ,dün mahkum edilmiştir.
***** ****** *******
Ana, bütün bu bitkin halinde gözleri önünde yanan, yandıkça kalbinde tatlı umutlar uyandıran bir ışık görüyordu.Kapıya doğru götürüldü. Birden son bir davranışla ellerinin birini kurtardı, kapının kenarına tutundu.
-...Kan denizlerinin altında bile olsa gerçeğin ışığı hiç bir vakit söndürülemez.
Tahtaya yapışan eline vuruldu.
-..Herkesin yüreğinde bir nefret ,kin ve intikam ateşinin yanmasına sebep oluyorsunuz. Siz delisiniz, işte bu kin, bu nefret bu intikam duygusu günün birinde coşkun bir sel haline gelecek ve sizi boğacaktır!
Jandarmalardan birii korkunç bir şiddetle onu boğazından tutup sıkarak susturdu.
Ana, boğuk boğuk bir kez daha haykırdı. Bu iniltiye ancak uzun,titrek hıçkırıklarla dolu ağlayış karşılık verebildi.
- Alçaklar!-
-SON-
ne kadar paragraf yazsam olmayacak anlatamayacağım ne kadar etkilendiğimi okuyun yaw..

1 Comment:

  1. Adsız said...
    selam ben senay, gercekten super bir blog, eger facebook veya twitter varsa eklemek isterim...

Post a Comment



Sonraki Kayıt Önceki Kayıt Ana Sayfa